İsrail işbirlikçiliğinin kanıtı gökten indi
İsrail casusluk faaliyetlerinde Türk hava sahasını kullanıyor. Kanıtlar “gökten indi”; İsrail yalanlıyor, TSK susuyor.
Suriye, 6 Eylül’de hava sahasını ihlal eden İsrail savaş uçaklarına ateş açıldığını duyurdu. Ülkenin kuzeyinde alçak uçuştaki uçaklar, ateş açılması üzerine kaçış manevrası yeteneklerini artırmak için yakıt tanklarını Hatay üzerine atarak uzaklaştılar.
Bırakılan yakıt tankları bulundu. Suriye’nin cevap hakkını saklı tuttuğunu açıklamasına rağmen İsrail devleti, resmi açıklamada bulunmazken yarı resmi açıklamalarla olayı yalanlıyor.
İsrail uçaklarının Türk hava sahasını ihlal ettiğinin kanıtları bulunmasına rağmen, Türk Genelkurmayı’nın internet sitesinde hava ihlalleri duyurularında 6 Eylül’de yalnızca Yunan uçaklarının Ege’de gerçekleştirdikleri ihlallere yer veriliyor.
İsrail uçakları Suriye’de
Üç gün önce İsrail savaş uçakları Suriye topraklarına ülkenin kuzeyinden girdiler. Uçakların, Suriye’nin kurduğu bir dinleme istasyonu hakkında istihbarat toplama görevinde olduğu tahmin ediliyor.
Suriye ordusu, Akdeniz üzerinden gelerek kuzey sınırından Suriye hava sahasına giren ve ülkenin kuzeyindeki çöl bölgesine bomba atan İsrail uçaklarına ateş açtıklarını duyurarak hava sahası ihlalini dünya gündemine taşıdı.
Suriye ordusu, düşman olarak nitelendirdiği İsrail hükümetini bu saldırgan davranışı için uyararak, buna uygun yolla karşılık verme hakkını saklı tuttuklarını da belirtti.
Türkiye’den girdiler, Türkiye’den kaçtılar
Suriyeli görgü tanıkları 5 ya da daha fazla uçağın sesini duyduklarını belirtirken, uçakların İsrail’den kalkarak Akdeniz üzerinden önce Türk hava sahasına daha sonra da buradan Suriye toprakları üzerine geçtiği belirtiliyor. Nitekim Suriye’nin de yeni dinleme tesisini kendi toprakları üzerinde Urfa’nın alt taraflarına kurduğu tahmin ediliyor.
Suriye ordusu ses hızını aşan İsrail uçaklarını uçaksavarla mı yoksa füzeyle mi püskürttüğünü açıklamazken uzmanlar füze ihtimali üzerinde duruyor.
İsrail uçakları muhtemelen kendilerine kilitlenen füzelerden kurtulmak için manevra ve hızlarını arttırmak amacıyla yedek yakıt tanklarını Türkiye toprakları üzerinde bırakarak kaçtılar.
Yakıt tankı bulundu
İsrail savaş uçaklarının bıraktığı yakıt tankları Hatay’ın Samandağ ilçesinde bulundu. İlçe sakinleri de 3-4 uçağın 500 metre kadar alçaktan uçtuklarını duyduklarını, hatta camların sarsıldığını aktardılar.
Görgü tanıkları uçakların önce kuzeye doğru 15 dakika sonra ise güneye doğru uçtuklarını söylediler. Bu da uçakların Akdeniz üzerinden Türk hava sahasına girip çıktıklarını doğruladı.
Uçakların bıraktığı yakıt tankları ise Suriye sınırına 3 kilometre uzaklıkta Hassa’nın Büyükger Mezrası’nda Perşembe günü öğleden sonra mezraya koyun otlatmaya giden çobanlar tarafından bulundu.
Yaklaşık 4 metre uzunluğundaki uçak parçalarını inceleyen jandarma ekipleri, parçaların savaş uçağı tankı olduklarını belirledi. Askeri uzmanlara göre yakıt tankları, İsrail Hava Kuvvetleri’nin F-15I Ra’am (Gök gürültüsü) uçaklarına ait.
Gök gürültüsü
Amerikan Boeing tarafından geliştirilen uçaklar İsrail ordusuna 1999 yılında katıldı. 25 uçak, taşıdığı özel atış sistemleri ve lazer güdümlü bombalarıyla çok hassas hedefleri vurabiliyor.
Kanat altında iki adet 600 galonluk yakıt tankı taşıyabilen F-15I’lar yakıt ikmaline gerek kalmadan çok uzak mesafelere uçabiliyor. Uzmanlar, F-15I’ların İsrail’den yaklaşık bin 300 kilometre uzaktaki hedefleri yakıt ikmali yapmadan bu yakıt depolarını kullanarak vurup üslerine geri dönebileceklerine dikkat çekiyor.
Türkiye-İsrail susuyor
Hatay Valisi, İsrail savaş uçaklarına ait parçanın Diyarbakır’daki Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait tesise götürülüp inceleme altına alındığını açıklarken, konuyla ilgili başka hiçbir resmi açıklama yapılmadı. Olay, Genelkurmay’ın internet sitesindeki hava ihlalleri duyuruları bölümünde dahi geçmiyor.
İsrail devleti de sessizlik politikası izliyor. Konuyla ilgili resmi açıklama yapılmazken, Başbakan, Bakan ve ordu kaynaklarından gelen kişisel açıklamalar ise inkar edici ve oldukça temkinli.
İran-Suriye alttan almıyor
Suriye ordusunun konuyu dünya gündemine taşıyan oldukça sert açıklamasının ardından Suriye Enformasyon Bakanı Muhsin Bilal bir açıklama yaparak hükümetin İsrail’e verilecek cevabı görüştüğünü açıkladı.
Bakanın 6 Eylül günü yaptığı bu açıklamadan önce ise İran’ın Şam Büyükelçisi Muhammed Hüseyin Ahteri, Suriyeli yetkilileri arayarak ülkesinin Suriye’ye her türlü imkanı sunmaya hazır olduğunu açıkladı.
Saldırı Rusya-İran-Suriye ittifakına karşı
İsrail’in sınır ihlali, İran ile Rusya arasında nükleer yakıt konusunda yapılan anlaşmaya denk gelmesiyle zamanlama olarak dikkat çekici.
İran ve Rusya, İran’ın Buşehr’deki nükleer santralini faaliyete geçirecek yakıtın sağlanması konusunda bir takvim üzerinde anlaşmaya vardılar. Tesisin inşası da Rusya tarafından yapılmıştı.
İsrail medyasında da, savaş uçaklarının Suriye hava sahasını ihlal etmesinin, bölgede etkinliğini arttırmaya çalışan Rusya’ya karşı bir ‘göz dağı’ niteliğinde olduğu yorumları yer alıyor.
İsrail medyasında bu gözdağına, Rusya’nın Suriye limanlarını kullanmasının ve bölgeye füze sistemleri yerleştirmesinin neden olduğu belirtiliyor.
Rusya’nın 1991’den beri boş olarak tuttuğu Tartus üssünde deniz dibi taraması yaptığı ve Latkya’da liman inşa ettiği ileri sürülüyor. Ayrıca Rusya’nın Tartus üssünü korumak amacıyla üsse S-300 füzeleri yerleştirme planları yaptığı da konuşuluyor.
Yediot Ahronot gazetesinde, Rusya’nın Akdeniz’de üs elde etmesinin Tel Aviv hükümetini oldukça rahatsız ettiği, MOSSAD’ın, Suriye limanlarında bulunan Rus gemilerini İsrail için doğrudan bir tehdit olarak gördüğü kaydedildi.
Nükleer silah üretmekle suçladığı İran’ı birinci tehdit olarak gören İsrail, Rus gemilerinin Suriye limanlarını kullanmasını ikinci bir tehdit olarak algılıyor. Rusya ise bölgede 1991 yılından beri ABD’ye kaptırdığı mevzilerini tekrar ele geçirmenin hesaplarını yapıyor.
İsrail-Türkiye kan ittifakı ilk değil
İsrail geçtiğimiz yaz Gazze ve Güney Lübnan’a saldırmış, bölgeye aylarca bomba yağdırılmıştı. Bu bombaların bir kısmının ise İncirlik Üssü’nden sevk edildiği açığa çıkmıştı.
İsrail ordusuna İncirlik’ten askeri sevkiyat Mersin’deki NATO limanı üzerinden yapılmıştı. Üsden tırlar vasıtasıyla limana götürülen bombalar buradan gemilerle İsrail’e taşınmıştı.
Türkiye devleti sevk edilenin “İncirlik’te bulunan ihtiyaç fazlası mühimmat olduğunu” ileri sürerken Mersin Limanı’na giren tırların taşıdığı konteynırların üzerinde “USAF-United States Aır Force” (ABD Hava Kuvvetleri) ve “Explosives” (Patlayıcılar) yazıyordu.
Türkiye, İsrail komandolarının eğitimi için Bolu’daki kırsal alanları ve pilotlarının eğitimi için ise Konya ovasını açmıştı. Konya ovasında yapılan eğitimlerin amacı bu son hava ihlalinde ortaya çıktı.
Bolu’daki eğitimler ise İran ya da Suriye’ye yapılacak bir kara operasyonuna hazırlık amacı taşıyor. Çünkü İsrail’de Suriye ya da İran’ın doğal ortamına benzer dağlık alanlar bulunmuyor.
İncirlik kapatılsın
Topraklarını, limanlarını, hava sahalarını, üslerini… emperyalizm ve siyonizmin emrine sunan Türkiye devletinin üzerinde Lübnan ve Filistin halklarının kanı bulunuyor. Şimdi girişilen provokasyonlarla Ortadoğu’nun diğer halklarının kanı da it dalaşının gönüllü hizmetkarlığını yapan Türkiye’nin üzerine sıçrıyor.
Bugün gökten savaş uçaklarının yakıt tankları düştü. Yarın kan yağmayacağının bir güvencesi yok.